Nilüfer Belediyesi


Nilüfer Belediyesi

CHP’li Başarır içeridekilere seslendi

CHP’li belediyelere yapılan operasyonlarla onlarca belediye başkanı ile beraber yüzlerce bürokrat tutuklanarak Silivri’ye gönderildi. Toplumun büyük çoğunluğu tarafından tepki ile karşılanan bu duruma zaman zaman Bahçeli tarafından da beklenmeyen …

CHP’li Başarır içeridekilere seslendi
Yayınlama: 14.09.2025
A+
A-

CHP’li belediyelere yapılan operasyonlarla onlarca belediye başkanı ile beraber yüzlerce bürokrat tutuklanarak Silivri’ye gönderildi. Toplumun büyük çoğunluğu tarafından tepki ile karşılanan bu duruma zaman zaman Bahçeli tarafından da beklenmeyen çıkışların gelmesi, söz konusu durumun sürekli bir şekilde gündemde kalmasına neden oluyor.

Tutuklamaların ardından Birgün tarafından başlatılan ‘Dışarıdan içeriye mektuplar’ serisinde bu defa konuk CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır oldu. Başarır kaleme aldığı mektupta, “Herkes görüyor; Gezi’den beri sürüp giden hukuksuzluklar girdabında, adaletsizlik adım adım kurumsallaştı.” ifadelerini kullandı.

AKP ve yargı tarafının aldığı kararların hepsinin halka karşı olduğunu aktaran Başarır, hiçbirinin onları kurtaramayacağını da söyledi. Adalet arayışının haklı yürüyüşünü iftiracıların, medyanın, savcıların durduramayacağını söyleyen Başarır’ın mektubu şu şekilde:

Hiçbir güç; halkın iradesinden, birbirine olan inancından ve adalet arzusundan daha büyük değildir. İnadına direnenleri, omuz omuza verenleri, yan yana duranları hiçbir güç korkutamaz, sindiremez!

Vicdanlı insanların kararlı duruşu en baskıcı güçleri bile yenebilir. Çünkü vicdanlı insan; adil ve dürüsttür, ahlaklıdır, özverilidir.

Zaman ileri gidiyor gibi görünüyor ama memleketin saatleri, adalet söz konusu olduğunda, hep aynı yerde duruyor. Sabahlar ısrarla karartılmak isteniyor ama yine de inadına umudu çoğaltmamıza engel olamıyorlar. Olamazlar çünkü bizler vicdanlı insanlarız.

Sevgili dostlar,

Barış için katillerin önüne dikilmek gerektiğini bildiğinizden ve suyun başını tutanlardan ürkmediğimizden, siz içeride biz dışarıda ama aynı duvarın iki yanındayız. En üzüldüğümüz, dışarısı sizin yokluğunuzda eksik… Sizi bizden yoksun bıraktılar, bizi sizden.

Ceza avukatlığı yaptığım yıllar boyunca ikinci adresim cezaevleriydi, milletvekili olduğum günden bu yana da böyle… Değişen ise ziyaretlerim artık vekilliğini yaptığım bir kişinin adalet arayışı için değil, vekilliğini yaptığım milyonların adalet arayışı için…

Birçoğunuzla orada görüştük; memleketi dertleştik, hukuksuzlukları, dava süreçlerini, kesilen cezaları konuştuk. Sizleri her ziyaretim sonrası, kapının dışına çıkacak olduğumu bilirken sizi içeride bırakmaktı zor olan. Biliyorsunuz; ‘eksik’ten ‘tam’a geçememek de dışarıdakine kesilen ceza aslında.

Herkes görüyor; Gezi’den beri sürüp giden hukuksuzluklar girdabında, adaletsizlik adım adım kurumsallaştı. Ve geçen hafta CHP İstanbul İl Başkanlığı örneğinde bir kez daha ete kemiğe büründü.

***

Bariyerleriyle, kalkanlarıyla, gazlarıyla binlerce polis kuşattı binayı. Aslında orası sadece bir bina değildi; bizim evimizdi, halkın iradesiydi, özgür ve adil bir ülke isteyenlerin birleştiği sıcak buluşma noktasıydı. Bunun için korkmuyorduk. Bunun için elimizde silah yoktu.

Ben önemsiz kalır, yanındakilerdir dertlendiğin hani, bilirsiniz; o gün de orada, partimize yıllardır hizmeti olan büyüklerimizin koridorlardaki öksürmelerini, isyanlarını unutmam mümkün değil!

İstanbul binamız sanki bir savaş alanına çevrilmişti çünkü iktidar, meşru ve ölçüsüz bir güçle adaletin terazisini ortadan kaldırmak istiyordu. Yıllar önce “Bu zalim iktidar” diyen şahıs, kendi iktidarında zalimliğe mertebe yükseltiyordu.

***

Elbette biliyoruz; yargıçları, savcıları, bütün kararları hepsi halka karşı. Kelepçeleri, gazları, bütün silahları ve zindanları hepsi halka karşı. Ve biliyoruz; bunların hiçbiri onları kurtaramayacak!

Onlar korkuyorlar! Onlar halkın örgütlü umudundan korkuyorlar!

Engellemeye, bastırmaya, susturmaya çalışıyorlar ama bu şehir ve ötesinde, her solukta inadına vicdan ve umut birikiyor.

O yüzden iktidarın ne arkasından ittirdiği iftiracılar, ne beslediği medya, ne de sopası haline getirdiği savcılar, hepsi bize vız gelir tırıs gider! Hiçbiri adalet arayışının haklı yürüyüşünü durduramaz!

Biz boyun eğmeyeceğiz, sözümüz var: Bu düzen değişene kadar, bir kişi daha haksız yere içeri girmesin diye ve siz dışarı çıkana kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Evet; devletin, adaletin ve ekonomik sistemin çarkları, vatandaşın yaşamını hiçe sayarak dönüyor. Sağlıkta, eğitimde, barınmada eşitsizlik o kadar belirgin ki, yaşam hakkı adeta lütuf meselesine dönmüş durumda. Keyfi kararlar, şeffaflıktan uzak uygulamalar ve denetimsiz güç, büyük bir öfke yaratıyor. Her gün ama her gün haksızlıklar, hukuksuzluklar ve adaletsizliklere bir yenisi ekleniyor ve toplumun tamamına etki ediyor.

Ama birlikte ayağa kalkmak ve adaleti savunmak için hâlâ umut var!

Bugün yaşanan her hukuksuzluk, yarının adalet duvarına bir tuğla daha koyuyor. Biz o duvarı birlikte öreceğiz. Hep beraber, içeridekiler ve dışarıdakiler olarak.

Başımız dik, umudumuz tam.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.