Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, Milli Eğitim Bakanlığı ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yapılan son açıklamalara çok sert tepki gösterdi. Rona, kamuoyuna servis edilen bilgiyle iki gün boyunca yayında kalan orijinal paylaşım arasındaki farklara dikkat çekerek, “DMM, dezenformasyonla değil, halkla dalga geçmekle meşgul” dedi.
Rona, iki gün boyunca kamuoyuna açık şekilde duran orijinal paylaşımın ardından açıklamanın sessizce değiştirildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, kamuoyunu bilgilendirmekle görevliyken, tam tersine kamuoyunu yanıltmak için bir aparat hâline gelmiştir. Gerçeği gizleyip yerine ‘revize edilmiş’ içerik sunmak, doğrudan dezenformasyonun tanımıdır. O halde bu merkezin adını doğru koyalım: Bu bir ‘Algı Operasyon Merkezi’dir.”
Özkan Rona, özellikle Mahmut Celalettin Ökten ismini taşıyan okullara tanınan ayrıcalıklara ve bu ismin bilinçli şekilde parlatılma çabalarına da sert çıktı:
“Türkiye’nin dört bir yanında, Mahmut Celalettin Ökten ismini taşıyan okullar özel olanaklarla donatılıyor. Peki neden? Bu okullar neden ısrarla parlatılıyor? Bu isim etrafında oluşturulmaya çalışılan dini-kutsal atmosferin amacı nedir?”
“Siyasi kadrolaşmanın, liyakat dışı atamaların ve tarikatların elini güçlendirme çabasının adresi artık nettir. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten’in, Mahmut Celalettin Ökten’in torunu olması bu ayrıcalıkların tesadüf olmadığını açıkça göstermektedir. Bu fanatizmin arkasında sadece ideolojik değil, aynı zamanda soya dayalı bir kadrolaşma vardır.”
Tarihsel belgeler ve istihbarat raporlarına dayanan iddiaları gündeme taşıyan Rona, Mahmut Celalettin Ökten’in kurucusu olduğu İlim Yayma Cemiyeti’ne dair CIA’nin 1953 tarihli raporlarına işaret etti:
“İlim Yayma Cemiyeti, CIA kaynaklarında ‘Arap Gizli Servisi’nin paravanı’ olarak tanımlanıyor. İlk imam hatiplerin Arap sermayesiyle, Suudi istihbaratının desteğiyle kurulması tesadüf mü? Hayır! Bu okullar, Türkiye’de Araplaştırma ve gericilik projesinin omurgası olarak planlandı. Bugün yaşananların geçmişi çok net.”
“Rahmetli Uğur Mumcu’nun da belgeleriyle ortaya koyduğu gibi, bu yapılar CIA destekli ‘Komünizmle Mücadele Dernekleri’ üzerinden kurumsallaştı. Fethullah Gülen dahi bu yapılar içinde yer aldı. Bugün yeniden aynı modelin, farklı isimlerle sahneye sürülmesi karşısında sessiz kalmayacağız.”
Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, açıklamasını şu çarpıcı sözlerle sonlandırdı:
“Bizim kavgamız ne inançla, ne bireylerin dini tercihleriyle. Bizim meselemiz; laik, bilimsel ve kamusal eğitimin sistemli bir şekilde tasfiye edilmesidir. Bugün İmam Hatipler sadece okul değil; siyasal İslam’ın yayılma ve örgütlenme üslerine dönüşmüştür. Bu yapılar kimin davasıysa, halk da bunu bilmek zorundadır.”
Eğitim-İş, Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Bursa’da da eğitimin piyasalaştırılmasına, dini referanslarla yeniden dizayn edilmesine ve tarikat-cemaat yapılarının kamusal alana sızmasına karşı mücadelesini sürdürüyor.
Özkan Rona “Bilim dışı her yapının karşısında, halkın yanında olmaya devam edeceğiz.”