Ekrem Hayri Peker Yazdı; EMPORİUM

Ekrem Hayri Peker Yazdı; EMPORİUM
Yayınlama: 03.05.2025
A+
A-

Araştırmacı mühendis yazar Ekrem Hayri Peker, Necmi Gürsakal’ın kaleme aldığı EMPORİUM adlı eseri için;

“Osmanlıların Kentte başlattıkları büyük dönüşüm, kale dışında bedesten merkezli çarşılardan oluşan bir iş merkezi kurulması ve geliştirilmesi oldu…Bu hem doğudan hem batıdan gelen ticaret yolunun kesişmesi sonucu bir dünya ticaret merkezi (Emporium) haline geldi.”

Necmi Gürsakal, 2021 yılında yazdığı Emporium kitabı İlhan Tekeli’nin “Bursa’nın Tarihinde Üç Ayrı Dönüşüm Dönemi” kitabından yaptığı bu alıntıyla başlıyor. Gürsakal, bu kitabında da usta bir edebiyatçı olduğunu görüyoruz.  Tarih bilgisi de çok geniş. Kitabın kurgusu da kahramanları da çok ustaca seçilmiş.

Doğu Roma’da ipekçilik gelişmişti. Balkanlarda Serez ve ipek üreten şehirler bulunuyordu. İpekçilik, Doğu Roma üzerinden İtalya’ya da geçti.

Kitabı okurken Orhan Gazi’nin Bursa’dan önce Gürle’de cami yaptırdığını öğrendim ve şaşırdım.

Bursa’yı fetheden Orhan Bey, şehri surların dışına taşıyarak dönemine göre bir devrim yaptı. Şehrin dışında adını taşıyan bir külliye kurdu.

Emir Han ((Bey Hanı), Bursa’nın fethinden sonra Orhan Bey tarafından yaptırıldı. Yaptırdığı külliyenin bir parçasıydı. Sultan I. Murat, Çekirge’de bir külliye yaptırdı.

Yıldırım Bayezid, Bedesteni yaptırdı. Ayrıca şehrin doğusuna girişine Yıldırım Külliyesini yaptırdı.

Sultan I. Mehmet (Çelebi Mehmet) Bursa’da eski İpek Hanı yaptırdı. Fidan Hanı ise, Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafında yaptırılmıştır.

Koza Han-II. Bayezid tarafından 15. Yüzyılın sonunda yaptırıldı. Pirinç Han da II. Beyazıt tarafından yaptırılmıştır.

Daha sonra Bursa unutulan, gerileyen bir kent oldu. Sultan II. Hamit’e kadar Bursa padişahların unuttuğu bir kent oldu.

Bursa’nın, ipeği, ipek halıları, havlusu, kadifesi, kılıç ve bıçakları, şarabı bilinen dünyanın en fazla aranan ihraç ürünü oldu. Bursa’da yetişen üzüm, şeftalinin yanı sıra kılıç ve bıçakları da İstanbul ve çevre illere satılıyordu. Şehir merkezindeki hanlar birer ticaret merkeziydi.

Kılıç kalkan oyununun Bursa’dan çıkması bir tesadüf değildi.

1850’li yıllardan sonra Süveyş Kanalı’nın açılması ve Çin’in ürettiği ipeğe ulaşılmasına rağmen Bursa’da Fransızların etkisiyle tekrar bir canlanma oldu. 1869 yılında Bursa Ticaret Odası kuruldu. Haftada iki gemi Mudanya-Gemlik ve Marsilya arasında sefer yapıyordu. Bursa-Fransa arasında ipek, şarap, üzüm, şeftali ve çeşitli emtia ticareti gelişti. Gelişen ticaret sonucunda Mudanya-Bursa arasında bir demiryolu yapıldı.  1897 yılında Bursa’da 3785 yabancı yaşıyormuş. Bunların önemli bir kısmı Fransız’dı. (Hacer Karabağ, Atatürk Bursa’sında Modernleşme S:17) Bursa’da çok sayıda yabancı iş adamı ipek fabrikası ve otel sahibiydi. O yıllarda Bursa’da çok sayıda ülkenin konsolosluğu bulunuyordu.

Bursa tekrar Emporium olma fırsatını yakaladıysa ticarete yeni ürünler eklenememesi ve sanayinin oluşmaması sonucunda bu canlanma maalesef I. Dünya Savaşı başlamadan sönmeye yüz tuttu…

Sonrasın da Bursa için çok adlandırmalar yapıldı. Lale Bursa’ya amblem yapıldı, Bir avuç insan dışında kimse itiraz etmedi. En garibime giden “Kalite şehri Bursa” sloganıydı.

Necmi Gürsakal 4 yıl önce yazdığı bu kitabında Bursa için “Yeni bir şarkı bulmak” gerekir diyor. Olur mu?… Bilmiyorum.

Kitap Dora Yayın tarafından basılmıştır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.