Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı sert sözlerle yüklendi! Şanlı;
“Maneviyatı Hedef Alan Diller Susmalı, Diyanet’in Görevlileri Yalnız Değildir!
Sözde gazeteci Rıza Zelyut’un 22 Ağustos 2025 tarihinde sosyal medyada Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına yönelik yaptığı hadsiz, seviyesiz ve hakaret dolu açıklamalar; yalnızca 200 bini aşkın Diyanet personeline değil, aynı zamanda bu milletin maneviyatına, inancına ve köklü değerlerine doğrudan saldırıdır.
“Diyanet personelinin Türkiye’ye bir tavuk kadar katkısı yok” gibi akıl ve vicdan dışı bir ifadeyi dillendirmek, açıkça milletin kutsalına saygısızlıktır. Diyanet mensupları; sabah namazından geceye, cenazeden düğüne, afet anından bayramlara kadar her an bu milletin yanındadır. Bu fedakâr insanlar, vatanın dört bir köşesinde, çoğu zaman yokluk içinde görev yaparken, klavye başında milletin değerlerini küçümseyen zihniyetin densizliğini de not etmektedir.
Bu ülkede Diyanet’e saldırmak; ezana, camiye, ahlaka, maneviyata saldırmak demektir. Biz bu zihniyeti tanıyoruz: Cumhuriyetin kurumlarını yıkmak, halkın diniyle kavga etmek isteyen bu anlayış, bu topraklarda asla karşılık bulamayacaktır.
Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak açık ve net söylüyoruz:
Bu çirkin saldırılar karşısında susmayacağız.
Diyanet personeli sahipsiz değildir.
Bu milletin evlatları, maneviyatının yılmaz bekçisidir.” dedi.
Sözlerine devam eden Şanlı; ”
“Sözde Gazeteci Rıza Zelyut’un Diyanet Personeline Yönelik İthamları İle İlgili Türk Diyanet-Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı’nın yazılı Basın Açıklamasının Metnidir. 23.08.2025
Maneviyatı Hedef Alan Diller Susmalı, Diyanet’in Görevlileri Yalnız Değildir!
Milletimizin manevi huzuru için gecesini gündüzüne katarak hizmet eden Diyanet çalışanlarına yönelik, 22 Ağustos 2025 tarihinde sözde gazeteci Rıza Zelyut tarafından sosyal medyada yapılan, seviyesiz ve mesnetsiz açıklamalar; yalnızca Diyanet camiasına değil, aynı zamanda bu milletin köklü değerlerine ve vicdanına yapılmış ağır bir hakarettir.
“200 bin kişilik Diyanet personelinin Türkiye’ye bir tavuk kadar katkısı yok” şeklindeki çirkin ifade, cehaletle izah edilemeyecek kadar kasıtlı, hadsiz ve saygısız bir söylemdir. Bu milletin duasında, cenazesinde, nikâhında, bayramında, acısında ve sevincinde hep yer alan Diyanet personelini, bir ekonomik yük gibi göstermek; milletimizin maneviyatını hedef almaktır. Biz bu zihniyeti iyi tanıyoruz: Diyanet’e dil uzatmak, aslında ezanı susturmak, camiyi yalnız bırakmak, milletin manevi direncini kırmak demektir.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve onun fedakâr personeli, yalnızca bir kurumun çalışanları değil, milletimizin yüreğine dokunan, değerlerine sahip çıkan, birlik ve kardeşlik bilincini canlı tutan bir irfan ordusudur. Halk’a hizmeti hakka hizmet bilen bu gönül erlerini bir “tavuk”la kıyaslamak, ahlaki çöküntünün ve had bilmezliğin en acı örneklerinden biridir.
Sayın Zelyut’a hatırlatırız:
Bir köyde imam yoksa, orada cenaze sessiz kalır.
Bir mahallede müezzin yoksa, sabah ezanı karanlıkta kaybolur.
Bir yurtdışı cami görevlisi olmasa, gurbetteki Türk evladı aidiyetini kaybeder.
O imamlar, o vaizeler, o Kur’an kursu hocaları; sadece maaş için değil, imanla, inançla, adanmışlıkla bu milletin geleceğine hizmet ediyor.
Biz Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak, milletin manevi bekçileri olan Diyanet çalışanlarını karalamaya çalışan her türlü itibarsızlaştırma çabasına karşı dimdik duracağız. Hiç kimse bu fedakâr insanları yalnız sanmasın. Biz varız. Arkalarında duran milyonlar var.
Halkımızdan da ricamız şudur:
Maneviyatımıza, değerlerimize ve bu değerlerin taşıyıcısı olan Diyanet Görevlilerine sahip çıkalım. Bu ülkenin birliği, dirliği, kardeşliği; o camilerde yapılan dualarla, o kürsülerden edilen nasihatlerle, o mihraplarda kılınan namazlarla daim olur.
Diyanet’i susturmak isteyenler, aslında milletin kalbini susturmak istemektedir. Ama biz buradayız. Ve bir kez daha haykırıyoruz:
Maneviyatı hedef alan diller susmalı, Diyanet’in Çalışanları asla yalnız değildir!” diyerek tamamladı.