Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem’den Sert Çıkış: “Toplu Sözleşmeler Hayal Kırıklığı, Eğitim Emekçileri Borç Batağında!”
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, yaklaşan 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme süreci öncesi önemli açıklamalarda bulundu. Ağustos ayında başlayacak olan görüşmeler öncesi konuşan Erdem, geçmiş dönemleri “hayal kırıklığı” olarak tanımlarken, eğitim ve bilim emekçilerinin taleplerinin sistemli biçimde görmezden gelindiğini belirtti.
“Toplu Sözleşme Maaş Zammına İndirgenemez!”
Erdem, yedi dönem boyunca süren görüşmelerin özlük ve demokratik haklar açısından hiçbir kazanım getirmediğini belirterek şöyle konuştu:
“Toplu sözleşme süreçleri yalnızca maaş artışı tartışmalarına indirgenmiş, eğitim emekçilerinin sosyal hakları, çalışma koşulları ve mesleki itibarları yok sayılmıştır. Öğretmenler, akademisyenler, hizmetliler ve teknik personel geçim sıkıntısıyla boğuşmakta, borçlanarak ve ek iş yaparak yaşamaya çalışmaktadır.”
“Mesleğimiz İtibar Kaybı Yaşıyor”
OECD verilerine göre Türkiye’nin eğitim emekçileri gelir açısından en alt sıralarda yer alıyor. Bu tabloyu “tarihsel itibar kaybı” olarak nitelendiren Erdem, siyasi iktidarın mali disiplin bahanesiyle kamu çalışanlarının taleplerini görmezden geldiğini ifade etti.
“Eğitim Emekçisi Susturulmak İsteniyor”
Erdem açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Eğitim hizmetinin sürekliliğini sağlayan bizler, insanca yaşam hakkımızı savunuyoruz. Bu mücadele yalnızca eğitim emekçilerinin değil, halkın nitelikli kamusal eğitim hakkının da bir parçasıdır. Taleplerimizi duymazdan gelenlere karşı susmayacağız!”
Eğitim Sen, 8. Dönem toplu sözleşme sürecinde mücadeleyi büyütme kararlılığında.
EĞİTİM SEN OLARAK TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZDE ISRARCI,
BİRLEŞİK MÜCADELEDE KARARLIYIZ!
2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem kamu toplu sözleşme süreci takvimi ağustos ayında başlayacaktır. Bugüne kadar yedi dönem boyunca sürdürülen sözleşme görüşmeleri, kamu emekçileri açısından büyük hayal kırıklıklarıyla sonuçlanmış; özellikle eğitim ve bilim emekçilerinin temel talepleri sistemli biçimde görmezden gelinmiştir. Toplu sözleşmeler, maaş zammına indirgenmiş; demokratik, sosyal ve özlük haklarımız sürekli ötelenmiş, eğitim emekçilerinin sesi kesilmeye çalışılmış, susturulmak istenmiştir.
OECD ülkeleri arasında en düşük gelir seviyesine sahip eğitim ve bilim emekçileri olarak, mesleğimiz tarihsel itibar kaybı yaşamaktadır. Bir milyonu aşkın öğretmen, akademisyen, hizmetli, memur ve teknik personel borç batağında, ek iş yaparak yaşam mücadelesi verirken; iktidar, kamu emekçilerinin taleplerini mali disiplin kılıfıyla sınırlı bir alana sıkıştırmayı sürdürmektedir. Eğitim hizmetinin sürekliliğini sağlayan bizler, insanca bir yaşam sürmek istiyoruz. Bu yalnızca bizim değil, nitelikli kamusal eğitim hakkının da bir gereğidir.
Artan enflasyon, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve çalışma yaşamındaki esnekleşme, kamu emekçilerini güvencesizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı içine hapsetmektedir. Bu tablonun sorumlusu, emekçileri masada temsil edemeyen yetkili sendika ve siyasal iktidar ortaklığıdır.
Bu nedenle, yalnızca ekonomik değil; sosyal, özlük, demokratik ve mesleki haklarımızı da kapsayan bütünlüklü bir mücadele yürütüyoruz. Taleplerimiz yalnızca bizim değil; eğitim hizmeti alan milyonlarca öğrenci ve veli adınadır. Çünkü biliyoruz ki, eğitim emekçisinin yaşadığı her sorun, eğitimin niteliğine doğrudan yansımaktadır.
Eğitim Sen olarak belirlemiş olduğumuz başlıca toplu sözleşme taleplerimiz şunlardır:
Toplu sözleşme süreci, iktidarın belirlediği dar çerçevelere sıkıştırılamaz. Bu süreçte, tüm kamu emekçilerinin örgütlü gücü belirleyici olacaktır. Taleplerimizin karşılanması, hangi sendikaya üye olduğu fark etmeksizin tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ortak mücadelesine bağlıdır.
Buradan yetkili sendikaya da sesleniyoruz: Bu kez masaya kamu emekçilerinin gerçek talepleriyle oturun. O masada yetki sahibi olabilirsiniz ama meşruiyetin sahibi biziz!
Eğitim Sen olarak sadece ağustos ayıyla ya da toplu sözleşme süreciyle sınırlı değil, sürecin öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere, grevli toplu sözleşme hakkımız başta olmak üzere tüm taleplerimiz için her alanda mücadeleyi sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.