Gürhan Akdoğan’dan Net Mesaj: “İlkelerimden Taviz Vermem, Aday Olmayacağım Ama Mücadeleye Devam Edeceğim”
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı kongresi öncesinde kamuoyunda adı sıkça geçen eski Bursa il başkanı ADD Genel Başkan Yardımcısı ve partinin deneyimli isimlerinden Gürhan Akdoğan, adaylık süreciyle ilgili iddialara son noktayı koydu. Akdoğan, yaptığı uzun ve kapsamlı açıklamada, “örgütün taleplerini, ilkeleri ve partinin kurumsal kimliğini her şeyin üstünde tuttuğunu” vurgulayarak bu dönem il başkanlığına aday olmayacağını açıkladı.
Ancak, Akdoğan’ın açıklamasındaki en dikkat çekici nokta, siyasete ve örgüt kültürüne ilişkin yaptığı derin analizler, sert eleştiriler ve ideolojik vurgular oldu.
Gürhan Akdoğan, açıklamasına, son günlerde sosyal medya ve basında yer alan adaylık haberlerine değinerek başladı:
“Ülkemizi ve yerelimizi derinden etkileyen onca yaşamsal, siyasal ve sosyal sorun varken, sizleri bu konuyla meşgul ettiğim için özür dilerim. Ancak kamuoyunu doğru bilgilendirmek sorumluluğumdur.”
Akdoğan, bazı partililerin ve örgüt mensuplarının önerisiyle il başkanlığı için aday olmasının gündeme geldiğini, bu önerinin kendisini onurlandırdığını ancak kısa süre içinde bu sürecin parti için verimli bir şekilde hazırlanmasının mümkün olmadığını dile getirdi.
Akdoğan, açıklamasının geniş bir bölümünde örgütsel yapı, liyakat ve partideki kurumsal işleyiş üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu:
“Partiyi temsil edecek kadrolar; erdemlilik, emek, yetkinlik, üretkenlik ve ideolojik duruşla belirlenmelidir. Bu kadrolar, hamasetle değil bilgiyle, bilimle, kent sorunlarına çözüm üreten yaklaşımlarla şekillenmelidir. Aksi takdirde, sadece ‘mış gibi’ yapılan siyaset, örgütü zayıflatır, üyeleri hayal kırıklığına uğratır.”
Akdoğan, özellikle “makam işgal eden, ancak üretmeyen” siyaset anlayışını sert sözlerle eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Bir makamı iş olsun diye işgal etmek, örgütü yıpratır. Gerçek partililer, rant veya kişisel çıkar peşinde koşmaz; idealleri uğruna bedel öder.”
Gürhan Akdoğan, açıklamasında güç dengeleri üzerinden yürüyen siyaset anlayışına karşı da net bir duruş sergiledi:
“Yaşamım boyunca güçlüden yana olmadım. Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur Mumcu’nun dediği gibi, ‘Haklıdan yana değil güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar.’ Benim kararlarımda hiçbir zaman kişisel hesaplar etkili olmadı.”
Parti içi eleştirilerini açıkça dile getiren Akdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kişisel çıkarların değil, Atatürk’ün devrimlerinin temsilcisi olduğunu vurguladı:
“Kimse, sıfatı ne olursa olsun CHP’den büyük değildir. Partinin gerçek sahibi, Atatürk’ün ilkelerine yürekten bağlı, her seçimde sandıklara koşan, karşılık beklemeksizin mücadele eden milyonlardır.”
Akdoğan, partide yozlaşma, rant ilişkileri ve ideolojik sapmalara karşı da sert çıktı:
“Değerlerinden ve ilkelerinden taviz verenler geleceği kuramaz. CHP’nin başarısı ancak temiz siyaset, dürüst yönetim ve ilkeli duruşla mümkündür.”
Gürhan Akdoğan, açıklamasının sonunda kendisinin siyasi duruşunu yeniden tanımlayarak, mücadelesinin süreceğini vurguladı:
“Ben Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, laikim, antiemperyalistim, tam bağımsız Türkiye’den yanayım. İnsan haklarının savunucusuyum. Yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım.”
“Siyasette asıl olan, koltuk değil, ilkedir. Cesurlar bir kez ölür, korkaklar bin kez. Ben susturulmuş mezar taşları gibi sessiz kalmayacağım.”
Akdoğan, son olarak siyaset kurumunun yeniden güven kazanması gerektiğini belirtti:
“Siyasetin finansmanında ve yürütülmesinde şeffaflık sağlanmalı, sermaye ve çıkar ilişkileri siyasetten tamamen arındırılmalıdır. ‘Temiz Siyaset, Dürüst Yönetim’ anlayışıyla adalet, erdemlilik, yetkinlik ve kaliteyi esas alan bir siyaset kültürü oluşturulmalıdır.”
12 Ekim 2025 tarihli açıklamasını “örgütün birliği ve partinin geleceği adına sorumluluk bilinciyle” paylaştığını belirten Gürhan Akdoğan, bu dönem il başkanlığına aday olmayacağını, ancak partinin ideallerine ve mücadelesine “virgül koyup nokta koymayacağını” belirterek sözlerini tamamladı.
“Atatürk’ün bize emanet ettiği Cumhuriyet’in değerlerini savunmaya, kirli düzenle, rantla, mafyalaşmayla, çıkarcı siyasetle mücadeleye devam edeceğiz. Mücadele esastır.”