Ara Güler Atlas 1948 Sineması’nda anıldı

Ara Güler belgeseli gösterimi ve Coşkun Aral ile gerçekleştireceğimiz söyleşi, fotoğraf sanatının ustasını daha yakından tanıma fırsatı sunuyor. Sanat, belgesel ve söyleşi dolu bu özel etkinliği kaçırmayın!

Ara Güler Atlas 1948 Sineması’nda anıldı
Yayınlama: 18.10.2024
A+
A-

Atlas 1948 Sineması’nda, ünlü fotoğrafçı Ara Güler‘in yaşamı ve eserleri üzerine hazırlanan “Ara Güler Belgeseli” gösterimiyle başlayan etkinlikte, belgeselin yapımcısı ve foto muhabiri Coşkun Aral konuk olarak katıldı. Etkinliğin moderatörlüğünü ise ünlü televizyoncu Okan Bayülgen üstlendi. Söyleşide, Ara Güler’in karakteri, sanatı ve hayatına dair birçok önemli detay gündeme geldi.

Coşkun Aral, 1974 yılında fotoğrafçılığa adım attığını ve 1980 yılına kadar çeşitli kurumların Türkiye muhabirliğini yaptığını belirtti. “1980’de hayatım büyük ölçüde değişti,” diyen Aral, 12 Eylül darbesi sırasında yaşadığı olayları ve İran-Irak savaşının kendisine kattıklarını anlattı. “O dönemlerde Fransa’ya yerleşmek zorunda kaldım ama İran-Irak savaşında foto muhabiri olarak yeterince iyi olmadığımı fark ettim,” şeklinde konuştu.

Ara Güler ile dostluklarının 1974-1980 yılları arasında biraz mesafeli olduğunu ifade eden Aral, “1980’de çektiğim bir fotoğraf Life dergisinde yayımlanmıştı. O da New York’tan Türkiye’ye geliyordu. Gördüğünde, ‘Evladım, bundan sonra beraberiz. İstanbul’a gel, ofisimi kullanabilirsin. Life’ta fotoğrafı yayımlanan ikinci adamsın,’ dedi. Bu şekilde aramızda bir bağ oluştu,” dedi.

Sanat ve Fotoğraf Üzerine Düşünceler

Bir gün Paris’te yemek yerken Ara Güler’e iyi bir fotoğrafçı olmanın yollarını sorduğunu aktaran Aral, onun şu sözlerini paylaştı: “Tabii ki sanatsal bir tarafı var; biz de gördüğümüz tablolardan, ışıktan ve grafikten etkileniyoruz. Ama ikimizin de yaptığı iş, belgelemek. Doğru zamanda doğru yerde olmak.” Bu konuşma sonrasında, Aral, Güler’in kendisine Kayseri Ağırnas’a gitmesini ve Mimar Sinan’ın doğduğu evi sormasını tavsiye ettiğini anlattı. “Yıllar sonra gittiğimde, oradaki grafiklerin ve ışık oyunlarının etkileyiciliğini gördüm. Bazı yeteneklerin doğuştan olduğu gerçeği, o evde doğmakla daha net anlaşılıyor. Bu sebeple bazı toplumlarda sanat dalları çok ileriye gidebiliyor,” dedi.

Coşkun Aral, Ara Güler ile birçok fotoğraf ustasıyla tanışma fırsatı bulduğunu belirterek, “Ara’nın derdi, kafasındaki düşünceleri belgelemek, tanık olduğu olayları başkalarına aktarabilmekti. Sinemaya da ilgi duyduğu dönemler oldu fakat sinema maliyetli bir iş ve tek başına yapılabilecek bir şey değil. Ara, Türkiye’de çok sevdiği fotoğraf ustalarının yanında yer aldı. Ara’nın foto muhabirliği dışında, temsil ettiği dört dergi vardı. Fotoğrafları bazen başkalarından alarak yollar ve bu, onun ismiyle de yayımlanabilirdi. Zira bazı bölgelerde fotoğrafçıların kendi isimlerinin yayınlanmasını istemediği durumlar olabiliyor,” dedi.

Ara Güler’in Eşsiz Yaklaşımları

Aral, sanatçı ruhuna sahip pek çok foto muhabiri olduğunu ancak Ara Güler’in onlardan farklı bir yerde durduğunu vurguladı. “Ara’nın derdi olaylara tanıklık etmek ve onları belgelemekti. 1983 yılında Paris’teyken onunla sergi açma fikri ortaya çıktı,” şeklinde sözlerine devam etti.

Okan Bayülgen ise 15 yaşındayken Ara Güler ile tanıştığını, Bodrum Gümüşlük’te tesadüfen karşılaştıklarını ve ondan çok şey öğrendiğini anlattı. Etkinliğe Güler’in asistanı Fatih Aslan, fotoğraf sanatçıları ve Güler’in dostları da katıldı. Etkinlikte, katılımcılar, Ara Güler ile yaşadıkları anıları paylaşma fırsatını buldular.

Program, Fatih Şahin‘in Ara Güler albümünü Okan Bayülgen’e hediye etmesi ve Güler’in karanlık oda baskılı, ıslak imzalı bir fotoğrafını takdim etmesiyle sonlandı.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.