PKK’nın kendini feshi İBB operasyonlarını boşa mı düşürecek?

Resul Emrah Şahan’ın tutukluluğu üzerine gerçekleştirilen hukuki süreçte, avukatları tarafından yeni bir itiraz dilekçesi sunuldu. Bu kapsamda, “Suçun tüm unsurlarını ortadan kaldırmış durumdadır” ifadesiyle, suçlamanın temel dayanakları yeniden sorgulanmaya başlandı.

Şahan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, yaptığı açıklamada, “12 Mayıs 2025 tarihinde PKK/KCK örgütünün kendisini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi tamamen bıraktığını ilan etmesi ile birlikte, söz konusu ‘örgüte yardım’ suçunun maddi ve manevi unsurlarının hukuken ve fiilen geçerliliği kalmamıştır” şeklinde görüşlerini dile getirdi. Ayrıca, örgütün şu an faal olmayan bir yapıya dönüşmesi nedeniyle, “örgüte yardım” suçlamasının hem zamansal hem de fiilî açıdan geçerliliği bulunmamaktadır” açıklamasında bulundu.

Avukat Ersöz, dilekçesinde, “Örgüt dağıldıysa, bu durumda ‘örgüte yardım’ suçlamasının geçersizliği kaçınılmazdır” diyerek, tutukluluğun devam etmesinin hukuki açıdan dayanaksız olduğunu vurguladı. Ayrıca, “12 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla örgütün kendisini feshetmiş olması ve silahlı mücadeleyi bırakmış olması” bağlamında, suçun unsurlarının ortadan kalktığını belirtti.

Hukuki Açıdan Değerlendirme ve Hak İhlalleri

Ersöz’ün dilekçesinde, tutukluluk işlemlerinin CMK 108. maddeye aykırı olarak, avukatların haberdar edilmeden ve duruşma yapılmadan gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Bu durumun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatları ışığında, “Adil yargılanma hakkının ihlali” sonucunu doğurduğu belirtildi.

“Süreç ve Siyasi Arka Plan”

Avukat, yaptığı açıklamada, “Mesleki ve siyasi geçmişi ile çalışmaları göz önüne alındığında, kendisine yöneltilen herhangi bir terör örgütüne yardım suçlamasının asla geçerli olamayacağını” vurguladı. Ayrıca, “Siyasi nedenlerle hukukun eğilip büküldüğü bu süreçte, Resul Emrah Şahan’ın tutukluluğu adil bir yargılamadan çok, bir cezalandırma aracı haline dönüşmüştür” diye ekledi.

Şahan’ın tutukluluğunun, “bir siyasi linç kampanyası ve demokratik iradeye müdahale” olduğunu belirten Ersöz, “Bir belediye başkanını, yasal seçim stratejilerini gerekçe göstererek, illegal yapılarla ilişkilendirmeye çalışmak, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” dedi. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi’nin “Türkiye İttifakı” adını verdiği yerel yönetim vizyonunun, terörle ilişkilendirilmesini “siyaset üstü bir risk” olarak nitelendirdi.

Son olarak, Ersöz, “Bu süreçte, hukukun ve demokratik değerlerin ön planda tutulması, Resul Emrah Şahan’ın serbest bırakılmasının hem hukuki hem de toplumsal açıdan zorunlu olduğunu” belirtti ve kamuoyunun dikkatine sundu.